GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Abdi KARAGÖZOĞLU
YAZARLAR
6 Kasım 2018 Salı

BOSCH, TCDD ve Buca ile Torbalı çeşmeleri  

Bundan 10 yıl öncesine kadar gazetelerde "şirketlerden haberler" bölümleri vardı.

Daha çok iç sayfalarda yer alan iki sütunluk (7.5 cm eninde) haber kuşağında yukarıdan aşağıya en az beş büyük firmanın veya holdingin haberi yer alırdı.

Yani şimdiki gibi hemen her holding haberi gazetelerin manşetinde yer almazdı.

Şirket haberinin birinci sayfadan girmesi için çok önemli bir atılım yapması veya toplumun genelini ilgilendiren durumlar olması gerekirdi.

Yine o yıllarda hemen her gazetede "dert babaları" köşeleri vardı.

Daha çok belediyeler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarını uyararak vatandaşın daha iyi hizmet almasına katkıda bulunmayı hedefleyen bu köşeler mesleğin duayenleri tarafından hazırlanırdı. 

Şimdi, BİMER'e yapılan şikayetler gibi düşünün.

O dönemde sorunları gazeteler gündeme taşırdı. 

Bozuk yollar, su ve kanalizasyon patlağı, trafik çilesi, kaçak yapılar veya toplumsal hemen her haber değerlendirilir, çözümü için kenti yönetenlere çağrılar yapılır; sıkıntının en kısa zamanda halledilmesi sağlanırdı.  

Sonra ne mi oldu; 

Gazetecilik dışında sektörlerden faaliyet gösteren holding sahipleri basın patronu oldu.

"En çok satan, en çok okunan" gazetecilik anlayışı zamanla erimeye başladı;

"En çok ilan getiren gazetecilik" icat edildi.

İlan veren ilgili kurum ve kuruluşlarla iyi geçinmek adına "dert babası" köşeleri de birer birer tarih oldu. 

Sonuç:

Servis haberlerle birbirinin hemen hemen aynı  bir medya oluştu. 

Sorgulayan, tarafsız yayın yapan kurum sayısı hızla azaldı. 

Okur, gazetelere küstü. 

Üstüne okumayı sevmeyen bir gençlik de eklenince... 

Geride sadece Basın İlan Kurumu gelirleri ile yaşamayı hedefleyen okunmayan gazeteler kaldı.

 

***

 

Şimdi geçmişin o "dert babası" günlerine özendim ve gördüğüm, aklıma takılan dört sorunu sizlere aktarmak istiyorum.

 

BİİİR....

Alman beyaz eşya devi Bosch'un tüm ürünlerini seve seve kullanıyorum. 

Kalitesi tartışılmaz.

Malum, zeytin hasat mevsimi. 

İzmir'in Kemalpaşa ilçesindeki bir bayiden Bosch marka bir akü satın aldım. 

450 lira ödediğim akünün kullanma kılavuzundaki 22 ülkenin bayrağı arasında Ay-Yıldızlı bayrağımız yok.

Ayrıca, 22 ülkenin diliyle hazırlanan bu kullanma kılavuzunda tek satır Türkçe yok.

Tamam, aküyü kullanmak için kılavuza ihtiyaç yok da...

Tedarikçi firma neden bu aküleri ülkeye sokar.

Nedendir bu saygısızlık?

 

İKİİİ...

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD'nin birlikte kurduğu İZBAN hattını seve seve kullanıyorum. 

Öncelikli olarak bu hizmeti sunanlara sonsuz teşekkür ederim.

Gelelim sorunlara;

Buca'da Şirinyer ile Eğitim Fakültesi arasında yer alan 4 kilometrelik eski tren hattı 8 yıldır atıl vaziyette duruyor. Üniversite öğrencilerine evsahipliği yapan İzmir'in en kalabalık ilçelerinden biri olan Buca'da bu hattı 8 yıl önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu "Bana verin oraya Ankara'dan tek kuruş almadan tramvay yapayım" dedi...

Zamanın Ulaştırma Bakanlığı temsilcileri "Biz yaparız" dediler. 

Sonuç:

Hala tek çivi bile çakılmadı. 

Hala eski tren yolu atıl vaziyette duruyor. 

Ve hala kentin en büyük trafik çilesi Buca'da çekiliyor. 

 

ÜÜÜÇ...

Sevgili TCDD Müdürü;

Hükümetin son yıllarda tren yollarına yaptığı yatırımlar gerçekten takdire şayan.

Bu konforlu ve rahat yolculuğa milletin ilgisi de giderek artıyor.

Ancak; size önerim fırsat bulursanız Denizli-İzmir arasında sefer yapan trenle bir yolculuk yapın.

Ama trene Aydın'dan binin.

Özellikle hafta sonları.

İki saat boyunca ayakta yolculuk yaparsanız mutlaka "vagon eklensin, milletin çilesi sona ersin" emri verirsiniz diye düşünüyorum.

Küçük dokunuşlarla bu kaliteli tren yolculuğunun eziyete dönmesine izin vermemek sizin elinizde.

 

DÖÖÖRT...

Kaderine terk edilmiş iki tane çeşme. 

Biri Buca Dokuzçeşmeler'e adını veren tarihi çeşme.

Diğeri Torbalı'da belediye binasının hemen arkasında.

Bunların kimin sorumluluğunda olduğu beni de, vatandaşı da ilgilendirmez.

Belediye, vakıflar veya bir başka kurum...

Yetkililere soruyorum;

- Her gün binlerce kişinin çevresinde bulunduğu bu çeşmeler neden görülmez?

- Neden çeşmelerinden sular akmaz?

- Neden kurumlar hizmet için işbirliği yapmaz?

- Bunları onarmak, elden geçirmek, halkın hizmetine sunmak gerçekten çok mu zor?

NOT: Çevrenizdeki, mahallenizdeki varsa sorunları bana iletin yayınlayalım, çözüm bulunması için birlikte çalışalım.

SONSÖZ: Dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. Her bitki bir hastalığı tedavi etmek için büyür. Ve her insan bir görevle yaratılmıştır.

(Kızılderili sözü)